Danışıq-15 / Azərbaycan Demokrasi Ocağının Talas Avşar ilə danışığı

 

 

Azərbaycan Demokrası Ocağı : milli hərəkət nə zamana qədər iranda olub-bitənlər haqqında sukut edəcək ? milli fəalların sukutu onları toplumun mərcə teyfi durumundan ayırmağa  zəmin yaratmazmı ? İranda olan başqa hərəkətlər ilə intiqadi bir diyalogun qurulması bizim milli çıxarlarımız ugrunda ola bilər yoxsa o hərəkətlərin içində ərimək təhlukəsi var  ? və …. buna bənzər başqa sorularımızın cavabını Siyasi araşdırıcı sayın Talas Avşar ilə danışmışıq , sayğı deyer düşünürlərimizin əməkdaşlığı ilə bu mubahisələrin genişlənməsi və bu mubahisələrin içindən milli mənafeimiz uğrunda doğru bir yol xəritəsinin ip uclarının çıxmasını arzu edirik

http://azdemokrasi.files.wordpress.com/2011/03/talas.jpg?w=259&h=194

İndi ne etmeliyik?

Şubhesiz ki İran siyas sınırları içerisinde baş veren olaylar, bizi de bu cografiyanın
içinde olduğumuz için ilgilendirmekdedir. İran hakimiyetinin özellikle son iki ilde derin bir kirizle boğuşduğuna şahidik. İranda olayların haraya gedeceğini Milli Hereket kestirmeli ve ona göre tavırını almalıdır.

Dartışmalar sonucu düşünceleri ortaya qoyup ortaq bir qerara gelmek, dogru hereket çizgisini bulup ve ortaq çözüme ulaşmayı qolaylaştırmaq, Azerbaycan milli menfeetleri yolunda müşterek hereket etme imkanını doğura biler.
Bu açıdan Azerbaycan demokrasi Ocağının dartışmalara zemin yaratması teqdire layiqdir.
Sorunuza gelince, Azerbaycan Milli Hereketi öz ilkelerine dayanaraq stratejisini belirlemelidir. Herket her şeyden önce Azerbaycanın milli menfetlerini göz önünde bulundurmalı ve addımlarını bu hedef doğrultusunda atmalıdır. Başqa önemli bir mesele de bu ki Milli Hereket öz gücünü doğru tesbit etmeli, gücü ve imkanları daxilinde yol almayı pılanlamalıdır. Bezileri Mill Hereketin gücünü çox qabardaraq istediğini yapma gücüne sahib olduğunu beyan edirler ve genelde 2006 olaylarını buna örnek olaraq gösteyirler. Xordad olayları bizi yanıltmamalı, o bir istisnadır ve oluşmasında milli duyguların yanında başqa bir çox faktorun da önemli rol oynadığını unutmamalıyıq. Xordad olaylarından sonra Milli Hereket de özünü göstermek için teşebbusde bulunmuş amma istenen yanıtı almadığını söylememiz mümkündür. Bu çabaların en önemlisi Urmu Gölünün qurması ile ilgili etiraz çağırıları olmuşdur. Amma umulan sonuc alınmamıştır.
Azerbaycan Milli Hereketinin gücünü abartmamaz lazım, bu bizi yanlış muhasibelere sürükleyebiler. Azerbaycanda geniş çapta bir etiraz hereketini başlatmaq, bu herekete rehberlik etmek, onu sürdürmek, başqa güclere qarşi qorumaq ve axışının deyişmemesini sağlamaq Milli Hereketin bugünkü şertlerinde mümkün gözükmemekdedir. Bizim illa ki Tehranda baş veren bu etirazi hereketlere
qatılmamız gerekir deye bir şey yoxdur.
Azerbaycan çox hessas tarixi bir dönemden geçir ve merkezle bağları gevşemektedir. Merkezçi siyasi güclerin yanında olmaq veya alınacaq tavırla bu grupların güclenmesine zemin yaratmaq milli çıxarlarımıza ters düşmektedir.
Azerbaycan Milli Hereketinin amacı sadece bu hukumeti yıxmaq degil onun daha ötesinde İrandakı ırqçı zehniyeti deyiştirmekdir, çünkü İranda ırqçı zehniyet deyişmedikce Azerbaycanın sorunu çözülmiyecekdir. Tutalım İslam cumhuriyeti düşdü, İranda bu gün var olan ve iqtidara talib olan hansı bir teşkilat bu çagdışı düşünceden özünü tesfiye etmiş ki bize yararı olsun. Bugün bütün varlıqları ile Azerbaycana ehtiyacı olan teşkilatlar sözde olsun bele Azerbaycanlıların huquqlarına dayir olumlu bir mesaj vermemişlerdir. Eyer bunlardan qurtulub yarın onlarla mücadele edeceyikse, hezine vermemizin ne faydası ve anlamı vardır. Bu rejimle mücadile etmek bütün acımasızlığına reğmen daha avantajlıdır. Azerbaycan milleti ve hereketi özü öz başının çaresine baxmalıdır.

Bizim düşünce merkezimiz ve eylemlerimizi yöneten Tehran deyil, Tebriz ve Azerbaycan olmalıdır. Biz Güney Azerbaycanda milli iradeni hakim qılıb, öz varlığımızı ve gücümüzü merkeze tehmil etmeliyik. Kürdlerin Türkiyede ve Iraqda yapdığı kimi. Biz Kürd hereketini bu qonuda örnek almalıyıq. Her şeyimizin qaynağı Azerbaycan olmalıdır, düşüncelerimizi besleyen yer Azerbaycan olmalıdır. Yapmamız gereken iş bu.

İrandaki iç çekişme hara gedir?

İrandakı iç çekişmelerin haraya getdiyini kesdirmek zor. Amma bütün olanlara ve olaylara baxmayaraq helelik her şeyin rejimin kontorolu altında olduğunu söylememiz mümkündür ve gözlenilmez bir hadise baş vermezse rejimin varlığını qoruya bileceyi möhtemeldir. İki ile yaxın bir sürede göründü ki Yaşıl Hereket bu tutumu ile başarı qazanamayacaqdır ve Yaşıl Hereketin güddüyü bu yol başarıya ulaşmayacaqdır. Yaşıl Hereketin yönetim kadrosu bu rejimin beslediyi ve eyitdiyi bir kadrodur. Onlar İslam Cumhuriyetinin çöküşünü istemirler ve bu çelişkili tavırları bir yerde güvenlik supapı rolu oynuyaraq toplumun enerjisinin, nifret duygusunun boşalmasına ve dolaylı bir şekilde rejimin beqasına yardım etmekdedir. Ayrıca Yaşıl Hereketin, çox ferqli ve zit zehniyet ve yapıdan oluştuğu için bütövlüyünü ve dinamikliyini qoruması zor görünür. Önümüzdeki cumhur başqanlığı seçimleri çox önemlidir. Eger daha ılımlı bir muhafizekar grup iş üstüne gelirse, ki gelmesi muhtemldir islahatçıları yeniden sisteme soxmazlarsa bele bir uzlaşma yapılacağı ve hakimiyet iç çekişmelerinin bir nebze de olsun sengiyeceğine şahid olabilirik, ayrıca içeride Xatemi döneminde olduğu kimi nisbi bir azaldığın verilmesi de kitlenin bir çox kesimini memnun ede bilir. Muhafizekarlar da öz içinde parçalanmış veziyetdedirler. Ehmedinejad hukumetinin tutum ve davranışlarından razı olmayan gruplar mevcuddur. Ehmedinejad hakimiyetinin hem içeride hem de dışarıda sorumsuzca davranışı muhafizekarların da bir çoxunu çileden çıxarmışdır. Bu sebebden dolayı Ehmedinejad zehniyeti ve takımının yeniden iş başına gelmesi zor görünür ki bu olmazsa hakmiyetin işi özellikle dış basqılar sebebi ile daha agırlaşacaq ve içeride yeni patlayışlara zemin hazırlayacaqdır. Cumhuriye İsalami krizler hakimiyetidir ve zaten bu krizlerden beslenir ve yolunu devam edir. Bu hakmiyet 30 ili aşqın bir süre içerisinde bir ay bele kirizsiz yaşamamıştır, onun için kirzler ile baş etmeyi iyi bilirler.

Biz ne zaman qeder sukut edeceyik?
Bizim sukut etdiyimizi söylemek mence yanlış olar. Azerbaycan Milli Hereketi öz mücadelesine devam edir. Herket öz axışında ve öz yolunu sürdürmekdedir. Mücadele sadece meydanlarda yapılmaz, meydan hereketleri mücadelenin sadece bir metodudur. Azerbaycan Milli
Hereketi ve millileşme zehniyeti toplum içinde nehadine olur ve hereket qurumsallaşdıqca milli hereketi besleyecektir. Ve hereketin önüne yeni imkanlar ve fursetler yaradacaqdır. Azerbaycan Milli Hereketi bu biçimi ile qısa bir tarixin ürünüdür. Bizim milli mesele ile ilgili tecrübemiz azdır, milli teşkilatlarımız yeni şekillenmeye başlamış. Azerbaycan Milli Hereketi ile paralel bir şekilde ve bu Hereketin etkisinde, Azerbaycan milleti de merkezle ayrışma içerisine girmişdir. Bu bir sürec meselesidir ve bu sürec normal ve doğal bir şekilde gelişmektedir. Mill hereketin gelişimi ise çox yönlü ve murekeb bir sürecdir, şertlere uygun duraqlar ve ya hız qazanar. Bu Hereket genc, dinamik ve çox büyük potansiyele sahib olan bir hereketdir. Mesele sadece zaman meselesi ve bu potansiyel gücün fele çevrilmesi söz qonusudur. Yaşıl Hereketle ilgili sukutdan söz gedilirse, merkezi quvveler Azerbaycan milletinin haqlarını Fars milleti ile eşit bir şekilde qebul etmedikleri zamana qeder baykot edilmelidirler. Merkez yanlı teşkilatlar özellikle Yaşıl Hereket artıq devrin değiştiği gerçeğini qebul etmeli ve özlerini yeni şertlerle uygunlaşdırmalıdırlar. Artıq Azerbaycan İranın başı diye meseleni geçişdirmek mümkün değil. Merkezi teşkilatlar milliyetler meselesini ve buradakı milli aktorları bir vezne kimi qebul etmeli ve hesablarını buna göre yapmalıdırlar.
Azerbaycanda yaranan bu ortam tariximizde ender rastlanan bir hadisedir ve her baxımdan Azerbaycanın xeyrinedir. Azerbaycan Güney Azerbaycan Milli Hereketinin lehine bir geçiş süreci içerisindedir. Bu sürec Azerbaycanda yapısal bir değişimi beraberinde getirecektir. Milli hereket bütün gücünü milletimizin bu sürecden sağlıqlı ve eksiksiz geçmesi için seferber etmeldir. Tarix bir iki günden ibaret deyil, bezen bizim furset gördüyümüz bir durum daha böyük tehditleri beraberinde getire biler. Bizim millet olaraq acı tecrübelerimiz var, Etabek Parıknda, Xiyabani olaylarında, 21 Azerde , Xalq i Muselman Herketi ve Xordad olaylarında Tehranın tavırını tecrübe etmiş bir milletik. Bir delikten iki kere sancılmaq xetadır. Biz defelerle sancıldıq, bir daha ve bilerek sancılmanın ağıl dışı bir davranış olduğu aydındır. Her halda Azerbaycan milletinin tarixi hafizesinde bu olaylar mövcuddur ve onun davranışlarını şekillendirir.

Bizim emele girmemiz üçün hansi şertlerin olması gerekir?

Bizim emele, herekete geçmemiz Azerbaycan milletinin iradesine bağlıdır ve Azerbaycan Milli Herekiti bu iradeye tabi olmanin yanısıra milli çıxarlar dogrultusunda milletin iradesine yön vermeli, Yapılması gereken bir şey olursa da tamamiyle merkezi quvelerden bağımsız olmalıdır. Bu aşamada meydan hereketinin olumlu sonuc dogurub doğurmıyacağı ve olanaqları haqda derin düşünmek gerekir, çünkü Azerbaycanda sefler hele netleşmemiş, mence bu aşamada gözlemleme ve gözleme politikası çox sağlıqlı ve dogru bir yöntemdir