İran'da Azerbaycanlı kültürel aktivistlere yönelik baskı ve keyfi tutuklamalar devam etmektedir. Keyfi tutuklamalarla karşı karşıya kalan aktivistler mahkemeye çıkartılmadan, haklarındaki suçlamalar belirtilmeden ve avukat tutma hakkı verilmeden gözaltında tutulmaktadırlar. Bu süreçte güvenlik memurları mahpuslardan yalan itiraflar almak amacıyla onlara çeşitli işkenceler yapmakta ve zorla alınan yalan itiraflar sonucunda ağır hükümler çıkarılmaktadır.

Gözaltına Alınanlar:

Erdebil şehrinin istihbarat teşkilatı memurları 5 Şubat 2009 tarihinde Ramin ve İbrahim Sadıki adlı Azerbaycanlı faalleri ve 25 Şubat tarihinde de o günden beri takip altında olan Mehmet Sadıki'yi gözaltına almışlardır.

İbrahim Sadıki 2 hafta gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakılsa da halen iki kardeşi, Ramin ve İbrahim Sadıki, Erdebil şehrinin istihbarat teşkilatı sorgu merkezinde tutuklu bulunmaktadırlar. Avukat tutma ve aileleriyle görüşme hakları verilmeyen bu aktivistlere yönelik suçlamalar henüz açıklanmamıştır.

Aynı yerde gözaltında tutulan diğer mahpusların verdikleri bilgilere göre Sadıki kardeşlere, diğer Azerbaycanlı aktivistlerle ilgili yalan itiraf almak amacıyla ağır işkenceler uygulanmaktadır. Güvenilir kaynaklara göre adı geçen aktivistlere istihbarat teşkilatının sorgu merkezinde dövülerek ve elektrik şoku verilerek işkence edilmektedir.

Ramin Sadıki, daha önce 21 Şubat 2007 tarihinde Dünya Anadili kutlamalarında bildiri dağıttığı için gözaltına alınmış ve bir aydan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştı. Uluslararası Af Örgütü, bu konuda yayınladığı raporda Ramin Sadıki'yi vicdan mahpusu ilan ederek bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu.

Serbest Bırakılanlar:

Mühendis Abdullah Abbasi Cevan, Azerbaycan milli kahramanı Settar Han'ın (İran'da 1906–1914 yıllarındaki meşrutiyet inkılâbına önderlik eden tarihi kahraman) mezarı başında yapılan anma töreninde gözaltına alınmış ve Evin Hapishanesi’nin 209. koğuşunun hücresinde hapsedilmişti. Aile bireylerinin bildirdiğine göre Abbasi Cavan, gözaltı döneminin büyük bölümünde avukat tutma ve ailesiyle görüşme hakkı verilmeden Evin Hapishanesi’ndeki hücrede fiziksel ve ruhsal baskılar altında tutuklu kalmıştır. Bu aktivistin ailesiyle tek görüşmesi tutuklandıktan yaklaşık 3 ay sonra olmuş, son derece kısa süren bu görüşme sırasında özellikle yaşlı annesi manevi olarak oldukça yıpranmıştır.

Mühendis Abdullah Abbasi Cevan, 17 Ağustos 2007 tarihinde de gözaltına alınarak 130 gün boyunca Evin Hapishanesi’nin 209. bölümünün hücresinde tutulmuş, daha sonra Tahran İnkılâp Mahkemesi’nin 15. Şubesi tarafından 5 yıl için ertelenen 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Azerbaycanlı öğrenci ve kültürel aktivist Mehdi Nuri, 2 yıllık hapis süresinin sona ermesiyle 20 Şubat Cuma günü Tebriz Hapishanesi’nden serbest bırakılmıştır.

Mehdi Nuri 2006 yılının Mayıs ayında İran Azerbaycanlılarının devlet gazetesinde yayınlanan hakaret içerikli karikatürü protesto ettikleri dönemde Sulduz (Negde) şehrinde gözaltına alınmış ve birkaç ay sonunda teminat karşılığında geçici olarak serbest bırakılmıştı.

 

25 Şubat günü ise Tahran Şehid Recayi Üniversitesi öğretim görevlisi ve Azerbaycanlı kültürel aktivist Mühendis Abdullah Abbasi Cavan, 105 günlük gözaltı döneminden sonra Evin Hapishanesi’nden serbest bırakılmıştır. Aslen Sulduz (Negde) şehrinden olan bu aktivist, yaşlı annesinin vefatından 2 gün sonra serbest kalmıştır.

ADAPP'ın kaynaklarına göre, Abbasi Cavan'ın serbest bırakılması için mahkemeye 70 bin dolar teminat ödenmiş ve bu aktivist Rey şehrinin İnkılâp Mahkemesi’nin 11. Şubesi tarafından açılan suç dosyasında "düzen aleyhine propaganda" ile suçlanmıştır.

Azerbaycanlı öğrenci aktivist ve Azad Tebriz Üniversitesi’nin Arman öğrenci birliğinin eski üyesi Vahid Şeybağlu, 11 Şubat 2009 tarihinde 49 gün boyunca gözaltında kaldıktan sonra 50 bin dolar teminat karşılığında serbest bırakılmıştır. Adı geçen aktiviste yönelik suçlamalar "milli güvenlik aleyhine faaliyet" ve "genel düzeni ihlal etmek" olarak açıklanmıştır. Vahid Şeyhbağlu 24 Aralık 2008 tarihinde Tebriz'deki evinin önünde gözaltına alınmış ve Ettelaat merkezine götürülmüştü. O 10 gün boyunca Ettelaat merkezinde sorgulandıktan sonra Tebriz Hapishanesi’nin mali bölümüne hapsedilmişti.

Vahid Şeyhbağlu daha önce 2006 yılının Mayıs ayında İran'daki Azerbaycan Türkleri’nin devlet gazetesinde yayınlanan karikatüre karşı protesto gösterileri döneminde Tebriz'de gözaltına alınmış ve 50 gün boyunca gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştı. Vahid Şeyhbağlu daha sonra mahkemeye çıkarılarak 91 gün şartlı hapis cezasına çarptırılmıştı.

 

 

Verilen Ağır Hükümler:

2 Şubat Pazartesi günü Erdebil İnkılâp Mahkemesi’nin 1. şubesi kapalı olarak geçirilen mahkemede Rehim Gulami, Vedud Saadeti, Behruz Alizade, Erdeşir Kerimi ve Hüseyin Hüseyni adlı 5 Azerbaycanlı kültürel aktiviste beşer yıl hapis ve sürgün cezası verdi.

Verilen hükme göre bu aktivistlerin suçlaması "milli güvenliği bozmak amaçlı kanunsuz gruplar kurmak" olarak belirtilmiş ve eyaletin güvenliğini korumak adına 5 yıllık hapis sürelerini Zahidan, Kerman, Hürmüzgan, Bucnurd, Simnan ve Hamedan şehirlerinin hapishanelerinde geçirmelerine karar verilmiştir.

Çeşitli kaynakların verdiği bilgiye göre, yayınlanan hükümde "Çenlibel" ve "Azerbaycan Milli Hareketi" isimli kanundışı teşkilatlardan bahsedilmiş ve bu nokta Azerbaycanlı kültürel ve insan hakları aktivistlerinin itirazlarına sebep olmuştur.

Aktivistlerin belirttiğine göre: Bu isimlerde herhangi bir teşkilat yoktur ve "Çenlibel", Azerbaycanlı tanınmış aktivist Abbas Lisanî’nin Erdebil'deki mağazasının adıdır. Azerbaycan Milli Hareketi ise, İran'da Azerbaycanlıların ekonomik, kültürel ve insani haklarını talep eden toplumsal bir akımdır ve bu akım bir parti ya da teşkilat değildir. Aktivistler, İnkılâp mahkemelerinin böyle suçlamalara yer vermesini siyasi bir karar ve Azerbaycanlıların kültürel hareketini bastırma çabası olarak açıklamaktadırlar.

Adı geçen aktivistler 8 Nisan 2008 tarihinde Erdebil şehrinin istihbarat teşkilatı memurları tarafından gözaltına alınarak 20 gün boyunca gözaltında tutulmuş, daha sonra 300 bin dolar teminat karşılığında geçici olarak serbest bırakılmışlardır. Aktivistler serbest bırakıldıktan hemen sonra, gözaltı döneminde şiddetli fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kaldıklarını, uzun süre boyunca avukat tutma ve aileleriyle görüşme hakları verilmeden hücrede tutulduklarını açıklamışlardır.

Doğu Azerbaycan eyaletinin Tebriz şehrinin 9 öğrenci aktivistinin mahkemelerinin görülmesiyle birlikte, Tebriz Üniversitesi öğrencileri Seccad Radmehr, Feraz Zehtab, Aydın Haceyi, Emir Merdani ve İhsan Necefi, ve İsfahan Malek Eşter Üniversitesi gemicilik bölümü öğrencisi Mecid Makuyi "İslam Cumhuriyeti rejimine karşı propaganda" ve "düzeni yıkmak amacıyla yasadışı teşkilatlar kurmak" suçlamalarıyla 2 yıl şartlı ve 1 yıl zorunlu hapis cezasına çarptırılmışlardır. Diğer aktivistler Daryuş Hatemi, Mansur Eminiyan ve Maksud Ahdi ise suçlamalardan beraat etmişlerdir. Bu aktivistlerin mahkemesi 18 Ocak 2009 tarihinde kapalı olarak gerçekleştirilmiştir.

Adı geçen öğrenciler 2008 yılının yaz aylarında güvenlik görevlileri tarafından gözaltına alınarak 3 ay boyunca istihbarat teşkilatı merkezinde ve Tebriz Hapishanesi’nde tutuklu kalmışlardı. Onlar Ettelaat merkezinde tutuklu bulundukları süre boyunca işkence ve kötü muameleye maruz kalmış, avukat tutma ve aileleriyle görüşme hakkından yararlanamamışlardı. Öğrenci aktivistler daha sonra 50.000 ve 20.000 dolarlık teminat karşılığında geçici olarak serbest bırakılmış ve dosyaları Tebriz İnkılâp Mahkemesi’nde işleme konulmuştur.

Öte yandan Azerbaycanlı kültürel aktivistler Hamid Valayi ve Gulam Necefi, Tebriz İnkılâp Mahkemesi’nin 2. Şubesi tarafından bir yıl hapis cezasına çarptırılmışlardır.

Bu aktivistler 28 Ocak 2009 tarihinde "Düzen aleyhine propaganda" suçlamasıyla kapalı olarak görülen mahkemede yargılanmışlardır. Verilen hükme göre bir yıl hapis cezasının 9 aylık bölümü 5 yıl için ertelenecektir.

Adı geçen aktivistler 2008 yılının Temmuz ayında, Tahran Üniversitesi’nde yayınlanan öğrenci dergisi Güneş'in "Azerbaycan Mayıs Olaylarına Bir Bakış" adlı özel sayısını dağıtmaları nedeniyle Tebriz'de güvenlik görevlileri tarafından tutuklanmış ve 15 gün gözaltında tutulduktan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmışlardı.

Uluslararası İnsan Hakları Kuruluşu Front Line, 8 Ağustos 2008 tarihinde yayınladığı raporda istihbarat teşkilatı merkezinde gözaltında tutulan Hamid Valayi'nin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını, bu işkenceler sonucunda dişlerinin kırıldığını, dişetlerinin iltihaplanıp kanadığını ve sağ bacağı ile kafatasının hasar gördüğünü bildirmiştir.

Batı Azerbaycanlı Sünni Türklere Verilen Ağır Hapis, Sürgün ve Kırbaç Cezaları:

Batı Azerbaycan eyaletinin başkenti Urmiye'nin Kızıl Heneye (Hanigah-i Sorh) köyünde, yeraltı su kaynaklarının yönünün değiştirilmesini protesto ettikleri için tutuklanan Azerbaycanlı Sünni çiftçilerden 25 kişinin aldığı cezalar açıklandı. Tutuklanan köylülerin suçlamaları "genel düzeni ihlal etmek" ve "devlet memurlarına karşı gelmek" olarak belirtilmiştir.

 

Nazlu Bölgesi Ceza Mahkemesinin 101. Şubesi tarafından Süleyman İbrahimi, Mehmed Samedzade, Murtaza Caferi, Allahverdi Aslani, Mehmed Menafzade, Eyyüb Azizipur, Ekber Rüstemi, Mirac Alipur, Said Caferpur, Mecid Gulizade ve Ziyad Caferpur, ikişer yıl hapis, 74 kırbaç ve birer yıl Minab kasabasına sürgün cezalarına çarptırılmışlardır. Behruz Mecidi 1 yıl hapis, 1 yıl Minab kasabasına sürgün ve 74 kırbaç cezasına, Barzad Nezami Afşar, Megdad Nezami Afşar ve Mehmed Eşrefi ise 6 ay ve 2 gün zorunlu hapis cezasına çarptırıldılar.

Mahkeme ayrıca Haydar Ali Alipur, Hüseyin Vahabzade, Süleyman Ahmedi, Habibullah Ahmedi ve Mehmed Caferi'yi 300 bin dolar para cezasına ve Hüccet Mükerrem'i 200 bin dolar para cezasına çarptırmıştır. Mahkemede yargılanan Mehdi İsmaili, Esger Karahacılu, Behzad Yakubzade ve Caferi, suçlamalardan beraat etmişlerdir. 15 Ocak 2009 günü Urmiye'nin Kızıl Heneye köyünde Azerbaycanlı Sünni azınlığa mensup yüzlerce çiftçi, yeraltı su kaynaklarının yönünün sanayide kullanılmak için değiştirilmesini engellemek amacıyla Salmas-Urmiye yolunda barışçıl bir protesto gösterisi düzenlemiş ancak bu protesto güvenlik güçlerinin kalaşnikof silahlarla ve göz yaşartıcı gazlarla köylülere saldırmasıyla sonuçlanmış ve otuzdan çok protestocu gözaltına alınmıştı.

Tutuklanan köylüler, 10 gün boyunca şiddetli işkencelere maruz kalarak sorgulandıktan sonra geçici olarak serbest bırakılmışlardı. Bazı tutuklular silahla yaralandıkları halde ilk saatlerde tedavi edilmeleri engellenmiş ve 6 saat gözaltında tutulduktan sonra aşırı kan kaybı nedeniyle hastaneye kaldırılmışlardı.

Kızıl Heneye köyü Batı Azerbaycan eyaletinin Urmiye şehrinin Nazlu bölgesindedir ve yaklaşık 2000 kişilik nüfusu vardır. Bu köyün sakinleri çoğunlukla "Küresünni" olarak bilinen Sünni Azerbaycan Türkleri’dirler. İran'da Sünni Azerbaycan Türkleri kamu personel seçme sınavlarında ve üniversitelerde reddedilmekte ve köy arazileri devlet binaları tarafından gasp edilmektedir.

Herhangi bir kuruluşları, dernekleri, vakıfları ve devlet dışı teşkilatı bulunmayan Sünni Azerbaycan Türkleri’ne dini okul kurma izni verilmemektedir.  İran devlet yetkilileri bu köylerin yeraltı su kaynaklarının yönünü değiştirerek çiftçilik ve tarımla geçinen köylülerin yetiştirdikleri ürünleri sulamalarını engellemektedir.

Batı Azerbaycanlı Alevi Mahpusların Durumu:

4 yıldır Urmiye Hapishanesi’nde tutuklu bulunan 27 yaşındaki Azerbaycanlı Alevi Mehdi Kasımzade, 28 Şubat Cumartesi sabahı idam edildi.

Mehdi Kasımzade'nin aile bireylerinin verdiği bilgiye göre, 1 Mart günü Kasımzade'nin ailesi Urmiye İmam Humeyni Hastanesi’ne başvurmuş, ancak hastane yetkilileri istihbarat teşkilatı görevlilerinin cenazeyi aldığını söylerek Kasımzade'nin cenazesini ailesine vermemişlerdir.

Batı Azerbaycan eyaletinin Koşaçay (Miyandoab) şehrinden olan Mehdi Kasımzade,Yunis Agayan, Sehend Ali Muhammedi, Bahşali Muhammedi ve İbadullah Kasımzade, 2004 yılında Üçtepe köyünde Alevi inancı hakkında bir kitapçık yazılıp çoğaltılarak dağıtılması sonucu İran hükümet güçleriyle Azerbaycanlı Aleviler arasında çıkan ve 6 kişinin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğü çatışmada hapsedilerek idama mahkum edilmişlerdi.

Çıkan çatışmada Mehdi Kasımzade güvenlik güçlerinin silahlarından gelen mermiyle bacağından yaralanmış, tedavi imkânlarının sağlanmaması ve sorgu sırasında işkence görmesi sonucu bacağı iltihaplanmış ve sağlık durumu tehlikeye girmişti.

8 Ekim 2008 tarihinde Urmiye İnkılâp Mahkemesi temyiz başvurusunda bulunan mahpuslardan Sehend Ali Mehemmedi, Bahş Ali Muhammedi ve İbadullah Kasımzade'nin idam cezalarını kaldırarak 13 yıl boyunca İran'ın merkez bölgelerinde bulunan Yezd Hapishanesi’ne sürgün hükmünü vermiştir.

Azerbaycanlı Alevi mahpuslar, hapishane yetkililerinden gördükleri işkence ve kötü muamele nedeniyle iki kez ölüm orucu başlatmış, ancak dini önderleri ve mahkeme yetkililerinin çağrılarıyla bu grevleri sona erdirmişlerdir.

Urmiye Hapishanesi’nde tutuklu bulunun bir diğer Azerbaycanlı Alevi mahpus olan Yunis Agayan'ın da gelecek günlerde idam edilmesinden ciddi endişe duyulmaktadır.

Mahkemeye Çıkarılanlar:

Azerbaycanlı insan hakları aktivisti Vedud Esedi'nin mahkemesinin 3. celsesi 28 Şubat 2009 tarihinde Reşt İnkılâp Mahkemesi’nin 2. Şubesi’nde geçirilmiştir. Yakınlarının verdikleri bilgilere göre Esedi bu mahkemede "düzen aleyhine propaganda" suçlamasıyla yargılanmıştır.

Vedud Esedi 22 Ocak 2008 tarihinde Reşt şehrinde gözaltına alınarak 32 gün Reşt şehrinin Ettelaat merkezinde tutuklu kaldıktan sonra teminat karşılığında serbest bırakılmıştı. Ailesinin belirttiğine göre, bu aktivist gözaltı süresinin neredeyse tamamını istihbarat teşkilatı merkezinin hücresinde, fiziksel ve ruhsal baskılara maruz kalarak geçirmiştir. Bu süre boyunca avukat tutma ya da ailesiyle görüşme hakkı verilmeyen aktivistin aile bireylerine kendisinin tutulduğu yerle ilgili hiç bir bilgi sağlanmamıştır.

Uluslararası insan hakları savunucularını koruma teşkilatı Front Line 8 Ağustos 2008'de ve ABD Dışişleri Bakanlığı, 15 Ağustos 2008 tarihinde yayınladıkları insan hakları raporlarında, Azerbaycanlı aktivist Vedud Esedi'nin gözaltına alınması kınamışlardı.

Erdebil'deki Siyasi Tutukluların Hapishanede Hırsızların Tutulduğu Bölüme Götürülmesi:

Erdebil şehrinde "milli güvenlik aleyhine faaliyet" ve "casusluk" suçlamalarıyla çarptırıldığı 5 yıl hapis cezasını çekmekte olan Azerbaycanlı kültürel aktivist Ali Abbasi, hapishanede siyasi mahpusların tutulduğu 7. koğuştan hırsız ve soyguncuların tutuklu bulunduğu 4. koğuşa gönderilmiştir.

Abbasi yakınlarıyla yaptığı görüşmede gönderildiği koğuştaki durumdan şikâyetlerini bildirerek siyasi mahpusların bu koğuşa götürülmesinin bir psikolojik baskı aracı olduğunu belirtmiştir.

Ali Abbasi 16 Ekim 2007 tarihinde gözaltına alınmış ve 38 gün boyunca Erdebil şehrinin istihbarat teşkilatı merkezinde işkence görerek sorgulandıktan sonra avukatsız ve kapalı olarak görülen mahkemede, Hâkim Hasanzade'nin kararıyla 11 yıl hapis cezasına çarptırılmış, ancak bu ceza daha sonra temyiz mahkemesinin kararıyla 5 yıla indirilmiştir. Erdebilli kültürel aktivistin Azerbaycan Cumhuriyeti’ni ziyaret etmesi, suç dosyasında kanıt olarak sunulmuştur.

Dünya Anadil Günü, Baskı ve Kısıtlamaların Artışı:

UNESCO, 21 Şubat'ı Dünya Anadili Günü ilan ettiğinden beri, İran'daki Azerbaycanlılar bu günü kutlamaya çalışmışlardır. Bu yıl da geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi Azerbaycanlı kültürel aktivistler, çeşitli etkinliklerle Dünya Anadil Günü'nü kutlamışlardır.

Bu kutlamalar çerçevesinde Tebriz, Urmiye, Erdebil, Zencan, Merağa, Eher, Merend ve Sulduz (Negde) şehirlerinde bildiriler dağıtılmıştır. Dağıtılan bildirilerde Azerbaycan Türkçesi’nde anadilde eğitim hakkının önemi anlatılmış ve tebrik ilanı yayınlanmıştır. Büyük şehirlerde güvenlik güçlerinin hazır beklemesi ve halkın bastırılması için İran'ın merkezindeki şehirlerden Azerbaycan şehirlerine takviye kuvvetleri getirilmesi nedeniyle bu kutlamalar gizli olarak yapılmıştır. Tahran’da okuyan Azerbaycanlı öğrencilere de anadil günüyle ilgili herhangi bir kutlama veya tören yapmamaları konusunda uyarılar verilmiştir.

Geçtiğimiz yıllarda Dünya Anadili Günü kutlamalarında İran Hükümeti anadilde eğitim hakkı talebini dile getiren birçok Azerbaycanlı öğrenci ve kültürel aktivisti tutuklamıştır.

İran Anayasası’nın 15. maddesinde İran'da yaşayan bütün milletlerin anadilde eğitim hakkı resmi olarak tanınmış olsa da bu kanun Fars olmayan topluluklar için hiç bir zaman uygulamaya geçirilmemiş ve ülke nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan diğer etnik toplulukların anadillerini öğrenmek için kurs açmalarına bile izin verilmemiştir.

Türkçe İsimlere Yönelik Kısıtlamalar:

Çeşitli şehirlerden gelen haberlere göre, belediye memurları bu şehirlerdeki Türkçe isimli dükkân ve mağazaların sahiplerine Farsça olmayan isim kullanmamaları konusunda şiddetli baskılar uygulamaktadırlar.

Memurlar, bazı mağazaların Türkçe isim tablolarını indirip yırtarak dükkân sahiplerine "herhangi bir zorluk çıkmaması için mağazalarına Farsça bir isim seçmelerini" söylemişlerdir.

21 Şubat Cumartesi günü Batı Azerbaycan eyaletinin Şahindej şehrinde, güvenlik memurları birkaç mağazayı ve bazı şairler ile kültürel aktivistlerin uğradığı "Azerbaycan" adlı kahvehaneyi kapatmıştır.

Bu baskılar, geçtiğimiz yıl Azerbaycanlı milletvekillerinin "Mağaza isimlerinde ve tabelalarda Türkçe isim kullanma yasağı"na itirazı sonucu, bu yasanın kaldırılmasına rağmen uygulanmaktadır.

Öğrenci Dergilerinin Kapatılması:

Üniversitelerdeki Azerbaycan öğrenci dergilerine yönelik baskı son yıllarda ciddi olarak artmakta ve sadece kültürel alanda yayınlanan dergiler bile kapatılmaktadır. Son olarak Azerbaycan Türkçesi ve Farsça olarak Yezd Üniversitesinde yayınlanan ve Vahid Esgeri'nin sorumlu olduğu Işılay adlı öğrenci dergisi, 2. sayısında üniversite yönetiminin kararıyla kapatılmıştır.

Üniversite kaynaklarının belirttiğine göre Yezd Üniversitesi rektörü Dr. Meybudi, kültür muavinine verdiği dilekçeyle bu üniversitede yayınlanan Türkçe, Kürtçe ve diğer dillerdeki dergilerin kapatılmasını istemiştir.

Son olarak kapatılan Işılay dergisinden başka geçtiğimiz aylarda Ulus, Nesim, Araz, Özlük, Oyanış, Settar Han, Kimlik, Yoldaş, Aydın Gelecek, Kıpçak, Yarpak, Telenger, Çanlıbel, Yeşil Yol, Ana Yurd, Seher, Açık Söz, Sayan, Bulud ve Heleç dergilerinin yayınları, üniversite yönetimlerinin kararıyla durdurulmuştur.