İran'da
Azerbaycanlı kültürel aktivistlere yönelik baskı ve tutuklamalar
geçtiğimiz ayda da devam etmiştir. Keyfi tutuklamalarla
karşı karşıya kalan aktivistler mahkemeye
çıkartılmadan ve haklarındaki suçlamalar resmi olarak
belirtilmeden hapiste tutulmaktadırlar. Avukat tutma hakkından mahrum
bırakılan ve aileleriyle görüşmelerine izin verilmeyen bu
mahpuslar işkence ve kötü muameleye maruz kalma tehlikesi
altındadırlar.
Bu süreçte dini azınlıklar ekstra ayrımcılığa
maruz kalmaktadırlar. Onlar hem etnik köken hem de dini inançlarından
dolayı İran İslam Cumhuriyetinin güvenlik görevlilerinden iki
kat baskı görmektedirler.
Geçen Aylarda Tutuklananlar:
13
Kasım 2008 tarihinde Rey şehrinde Settar Han'ı
(Azerbaycanlıların meşrutiyet devrimine önderlik
Ailesiyle
görüşmesine izin verilmeyen ve avukat tutma hakkından mahrum
bırakılan Abbasi Cavan'ın yakınları onun tutuklanma
sebebini henüz öğrenemediklerini belirtmişlerdir. Abbasi
Cavan'ın kardeşi Yedullah Abbasi Cavan, 23 Ocak günü Azerbaycan
Türkçesinde yayın yapan Azadlıq radyosuna verdiği röportajda
şöyle konuşmuştur: "Benim kardeşim Settar Han'ı
mezarı başında andığı için tutuklandı.
İki aydan uzun süredir hücrede tutuklu bulunuyor. Bilmiyorum, bir Fatiha
okuduğu için insana iki ay hapis cezası verilir mi? Anadilde
eğitim hakkı istemek büyük bir suç mu sayılıyor?"
Yedullah Cavan, kardeşinin durumunun iyi olmadığına ve
işkence gördüğüne inandığını belirtmiştir.
Abbasi
Cevan daha önce 18 Ağustos 2007 tarihinde tutuklanmış ve 130 gün
boyunca Tahran'ın Evin hapishanesinin 209. koğuşundaki hücrede
tutulmuştur. Cavan bu süre boyunca birçok kez dövülerek çeşitli
işkencelere maruz kalmış, daha sonra Tahran Devrim Mahkemesinin
15. şubesi tarafından 5 yıl boyunca ertelenen 1 yıl hapis
cezasına çarptırılmıştır.
Aynı
törende tutuklanan Hüseyin Hüseyni (Erdebil Razişehr Üniversitesi
İslami Öğrenci Birliğinin eski başkanı) 20 Kasım 2009 tarihinde 50 bin dolar
teminat karşılığında Evin hapishanesinin 209. koğuşundan
serbest bırakılmıştır. Kendisine karşı
yöneltilen suçlamalar ve mahkeme tarihi henüz bilinmemektedir. Abbasi
Cevan'ın yeğeni olan Hüseyni, 68 gün boyunca hapishanede hücrede
tutuklu kalmış ve serbest kaldıktan sonra bu dönemde güvenlik
görevlilerinin şiddetli fiziksel ve ruhsal işkencelerine maruz
kaldığını açıklamıştır.
Hüseyni
2008 yılının Haziran ayında 3 hafta boyunca Negede (Sulduz)
ve Erdebil şehirlerinin istihbarat merkezlerinde işkence görerek
sorgulanmış, daha sonra 10 bin dolar teminat
karşılığında serbest
bırakılmıştı.
26
Aralık 2008 tarihinde tutuklanan Tebriz Azad Üniversitesi İktisat bölümü
yüksek lisans öğrencisi ve Arman öğrenci kuruluşunun eski üyesi
Vahid Şeyhbeyli, halen Tebriz Hapishanesinde belirsiz durumda tutuklu
bulunmaktadır.
Şeyhbeyli,
bu süre boyunca 2 kez Tebriz Devrim Mahkemesine
çağrıldığı halde tutuklanma nedeni henüz açıklanmamıştır.
Mahkeme hâkimi, Vahidin dosyasının incelenmesinin
tamamlanmadığını ve araştırma
aşamasında olduğunu belirtmiştir. Adı geçen aktivistin
son duruşması 28 Ocak 2009 tarihinde avukatsız ve kapalı
olarak gerçekleştirilmiştir.
Kadın
hakları savunucusu ve gazeteci Şehnaz Gulami, 69 gün tutuklu
kaldıktan sonra 17 Ocak 2009 tarihinde 20 bin
dolar teminat
karşılığında geçici olarak serbest
bırakılmıştır.
Mahkemeye
çıkacağı tarih henüz kesin olarak belirtilmemiştir.
Avukatının verdiği bilgilere göre Gulami'ye karşı suçlamalar "kamuoyunu kışkırtmak" ve
"Halk Mücahidleri Teşkilatıyla bağlantısı olan
ajanslara haber iletmek" olarak belirtilmiştir. Şehnaz Gulami,
Azerwomen webblogunun yazarı ve İran Kadın Gazeteciler
Birliğinin üyesidir. Gulami, 9 Kasım günü
güvenlik görevlileri tarafından tutuklanmış ve gözaltı
süresinin uzatılmasına karşı 8 gün süren bir açlık
grevine girmişti.
Şehnaz
Gulami 2008 yılının Ağustos ayında "düzene
karşı propaganda" suçlamasıyla Tebriz Devrim Mahkemesi
tarafından 6 ay hapis cezasına
çarptırılmıştı. O 1989-94 yılları
arasında siyasi mahpus olarak tutuklu kalmış ve 2007
yılının Ağustos ayında da bir ay hapis cezası
almıştır.
Yeni Tutuklamalar:
İnsan
hakları aktivistlerinin verdikleri bilgiye göre 30 yaşındaki
Azerbaycan kültürel aktivisti Hasan Asadi, 20 Ocak 2009 tarihinde istihbarat
görevlileri tarafından Tebriz'de tutuklanmış ve Tebriz
Hapihanesine götürülmüştür.Yetkililerden Asadi'nin tutuklanma sebebine
dair bilgi alınamamaktadır.
Hasan
Asadi, 2008 yılının Mayıs ayında,
Azerbaycanlıların İran gazetesinin
yayınladığı hakaret içerikli karikatüre karşı
ayaklanmasının 2. yıldönümünde tutuklanmış ve avukat
tutmasına ve ailesiyle görüşmesine izin verilmemişti. İnsan
hakları savunucularının raporlarına göre Hasan Asadi
tutuklu kaldığı süre boyunca işkence ve kötü muameleye
maruz kalmıştır. İddalara göre hapishanede işkence
sırasında tırnakları çekilmiş ve parmakları
kırılmış, işkencecilerin dayakları sonucu
bilincini yitirmiştir. Sağlık durumunun kötüleşmesi
sonucunda Asadi hapishane dışındaki hastaneye
götürülmüştür. Asadi 22 gün tutuklu kaldıktan sonra kefalet
karşılığında serbest
bırakılmıştı.
Hasan
Asadi, 8 Şubat 2007 tarihinde Erdebil Hapishanesinin
karşısında Azerbaycanli siyasi aktivist Abbas Lisani'nin
aldığı hapis cezasını protesto gösterisinde
tutuklanmış ve Erdebil şehrinin istihbarat merkezi ile Tebriz
Hapishanesinde "Ayrılıkçı topluluklara üyelik"
suçlamasıyla 4 ay gözaltında tutulduktan ve bu süre de işkenceye
maruz kaldıktan sonra 70 bin dolar teminat
karşılığında serbest
bırakılmıştı. Asadi 2008 yılının
Şubat ayında Tebriz Devrim Mahkemesinin 2. Şubesi
tarafından bir yıl hapis cezasına
çarptırılmış ve bu ceza temyiz mahkemesinde 6 ay hapis
cezasına çevrilmişti. Asadi son olarak 6 ay hapis cezasını
çektikten sonra 17 Aralık günü Tebriz
Hapishanesinden serbest bırakılmıştı.
Mahkemeye Çıkarılan Aktivistler:
Azerbaycanlı 8 öğrenci aktivist, 17 Ocak 2009
günü Tebriz Devrim Mahkemesinde yargılanmışlardır. Tebriz
Üniversitesi öğrencileri Maksud Ahdi, Mansur Eminiyan, Aydın Haceyi,
Amir Merdani, Feraz Zehtab, Seccad Radmehr, Malek Eşter İsfahan
Üniversitesi Gemicilik Bölümü öğrencisi Mecid Makuyi ve orduda askerlik
görevini yapıyor olan Daryuş Hatemi, "düzene karşı
propaganda" ve "ulusal güvenliğini ihlal eden
yasadışı gruplar oluşturmak veya onlara üye olmak"
suçlamalarıyla mahkemeye çıkarıldılar. Kapalı olarak
geçirilen mahkemeye aktivistlerin avukatı da
katılmıştır.
Adı geçen aktivistler bu yılın yaz
aylarında güvenlik görevlileri tarafından tutuklanmış ve
istihbarat merkezi ile Tebriz Hapishanesinde 3 ay boyunca tutuklu
kalmışlardır. Bu süre boyunca avukat tutmalarına ve
aileleriyle iletişim kurmalarına izin verilmeyen öğrenci
aktivistler İstihbarat sorgu merkezinde işkence ve kötü muameleye
maruz kalmışlardır. Öğrenciler daha sonra 20 ve 50şer bin dolar teminat
karşılığında geçici olarak serbest
bırakılmış ve dosyaları Tebriz Devrim Mahkemesine
nakledilmiştir.
İnsan hakları savunucusu ve yazar Hamid
Valayi'nin mahkemesinin ilk oturumu 28 Ocak 2009 günü Tebriz Devrim
Mahkemesinin 2. şubesinde gerçekleşmiştir. Valayi'nin
avukatının verdiği bilgiye göre, mahkemede "düzen karşı
propaganda" suçlamasıyla yargılanmıştır.
Hamid Valayi'nin mahkemesinin ilk oturumu 1 Aralık
2008 tarihinde görülecekti, ancak sanığın ve
avukatının orda bulunmasına rağmen dosyaya bakan hâkim
mahkeme tarihinin ertelenmesine karar vermişti.
Hamid Valayi, 15 Temmuz 2008 tarihinde Tebriz'de güvenlik
güçleri tarafından tutuklanmış ve 13 gün boyunca İstihbarat
merkezinde fiziksel işkenceye ve psikolojik baskılara maruz
kalmıştır. Sorgu sırasında gördüğü işkence
sonucunda Valayi'nin dişleri kırılmış, diş etleri
iltihaplanmış, kafasında ve sağ bacağında kırık
oluşmuştur.
Azerbaycanlı kültürel aktivistler Behruz Alizade,
Vedud Saadeti, Rehim Gulami, Erdeşir Kerimi ve Hüseyin Hüseyni'nin
mahkemeleri 29 Ocak 2009 tarihinde Erdebil Devrim Mahkemesinin 1.
şubesinde görülmüştür.
Mahkeme, bu aktivistleri "milliyetçiliği
yaymak" suçlamasıyla yargılamıştır. Hüseyin
Hüseyni dışındaki 4 aktivist, 8 Nisan 2008 tarihinde Erdebil
şehrinin İstihbarat güçleri tarafından tutuklanmış ve
20 gün boyunca tutuklu kalmışlardır. Bu süre boyunca aileleriyle
görüşme ve avukat tutma hakkı verilmeyen aktivistlere, yalan ifade
almak için işkence edilmiştir. Tutuklular daha sonra 30 bin dolar teminat
karşılığında serbest
bırakılmışlardır.
Mahkemeye Çağırılanlar:
2008 yılının Ağustos ayının
son haftasında Urmiye'de yapılan Uluslararası Futbol
Turnuvasında "ayrılıkçı tezahüratlar yapmak"
suçlamasıyla tutuklanan Said Mahmudi, Yaver Şerifi, Mehmed
Şerifi ve Ali Ekberi, 24 Ocak günü Urmiye Genel Ceza Mahkemesinin 104.
şubesine çağrılmışlardır. Bu
şahısların suçlaması " ulusal güvenliğe karşı
hareket" olarak belirtilmiştir.
Aynı turnuvada tutuklanan seyircilerden biri olan
Purya Hezreti, Urmiye Genel Ceza Mahkemesinin 104. şubesinde
yargılandıktan sonra Hakim Nazri tarafından serbest
bırakılmıştır. Kasım ayında verilen beraat
kararında, tutuklanma nedeni "ayrılıkçı
toplulukların lehine ve milliyetçi sloganlar atmak" olarak
belirtilmiştir.
Güvenlik Güçlerinin Urmiye'deki Sünni Köylülerle
Çatışması:
15 Ocak
2009 günü İran İslam Cumhuriyetinin güvenlik güçleri göz
yaşartıcı gazlar ve kalaşnikof silahları ile
Urmiye'nin Kızıl Heneye köyünde yeraltı su
kaynaklarının yönünün sanayide kullanmak üzere
değiştirilmesini protesto
Berzad Nezami Afşar, Meğdad Nizami Afşar,
Said Caferpur, Mehmed Samedzadeyi, Behram Gulizade ve oğlu Nadeli
Gulizade, Nadeli Alipur, Mirac Alipur, Haydar Alipur, Süleyman İbrahimzade,
Naser Gulizade, Ekber Rüstemi, İskender Aslani, Allahverdi Aslani, Feramuz
Caferi, Samed Caferi, Naği H. ve Davut Ş. dahil olmak üzere otuzdan
çok köylü gözaltına alınmışlardır.
Nadeli Gulizade ile Nadeli, Mirac ve Haydar Alipur gibi
bazı tutuklular, silahla yaralandıkları halde ilk saatlerde
tedavi edilmeleri engellenmiş ve 6 saat gözaltında tutulduktan sonra
aşırı kan kaybı nedeniyle Urmiye İmam Humeyni
Hastanesine götürülmüşlerdir. Tutuklanan köylüler, 10 gün boyunca
şiddetli işkencelere maruz kalarak sorgulandıktan sonra geçici
olarak serbest bırakılmışlardır. "Devlet aleyhine
ayaklanmak" ve "devlet görevlilerin çağrılarına
uymamak"la suçlanan tutuklularının Urmiye'den
Resmi ismi Farsça "Hanegah-e Sorh" olarak
değiştirilen "Kızıl Heneye" köyü Batı
Azerbaycan eyaletinin Urmiye şehrinin Nazlu bölgesindedir ve
yaklaşık 2000 kişilik nüfusu vardır. Bu köyün sakinleri
çoğunlukla "Küresünni" ve "Sünni Türk" olarak bilinen
Sünni Azerbaycan Türkleridirler.
İran'da Sünni Azerbaycan Türkleri, Batı
Azerbaycan ve Erdebil eyaletlerinde yaşamaktadırlar. Resmi olmayan
kaynaklara göre, Urmiye, Hoy, Salmas ve Piranşehr bölgelerindeki Sünni
Azerbaycanlıların nüfusunun 400 binden fazladır. Batı
Azerbaycan eyaletindeki Sünni Azerbaycan Türklerinin büyük bölümü, 1979
İran İslam Devrimi döneminde can güvenliklerinin olmaması
nedeniyle Türkiye'ye göç etmişlerdir. Onlar İranda kamu personeli
seçme sınavlarında ve üniversitelerde reddedilmekte ve köy arazileri
devlet binaları tarafından gasp edilmektedir.
Herhangi bir kuruluşları, dernekleri,
vakıfları ve devlet dışı teşkilatı
bulunmayan yüzbinlerce Sünni Azerbaycan Türküne dini okul kurma izni
verilmemektedir. Bazı Sünni Azerbaycan köylülerinin verdiği bilgilere
göre, İran devlet yetkilileri bu köylerin yeraltı su
kaynaklarının yönünü değiştirerek çiftçilik ve tarımla
geçinen köylülerin yetiştirdikleri ürünleri sulamalarını
engellemektedir.
Öğrenci Dergilerinin
Kapatılması:
İran'da Azerbaycanlı öğrenci dergilerine
yönelik baskının bir devamı olarak, Türkçe ve Farsça olarak Yezd
Üniversitesinde yayınlanan öğrenci dergisi "Heleç"
kapatılmıştır. Bu dergi, Azerbaycan meselesi ve İranda
yaşayan Türklerle ilgili yayınladığı makalelerde
milliyetçilik ve Pantürkizm (Türkçülük) yapmak suçlamasıyla disiplin
komitesine götürülmüş ve 2. sayısından sonra yayını
süresiz olarak durdurulmuştur.
Yeni öğretim yılında üniversitelerin
kültür şurası yetkilileri Azerbaycanlı öğrenci dergilerini
büyük baskıya maruz bırakmıştır. Ulus, Nesim, Araz,
Özlük, Oyanış, Settar Han, Kimlik, Yoldaş, Aydın Gelecek,
Kıpçak, Yarpak, Telenger, Çanlıbel, Yeşil Yol, Ana Yurd, Seher,
Açık Söz, Sayan ve Bulud geçtiğimiz aylarda kapatılan
öğrenci dergilerinden bazılarıdır.